Egen Klasik Felsefenin tini ile uyum icinde, Insan kendinde ussal bir varlik olarak kabul edilirse, ve Usun dogal ve tinsel tüm varolusun özü oldugu kabul edilirse, bu öncüllerin vargisi insanin gelismek zorunda oldugu, bir yandan bilincini saltik olarak Doganin gercekligi ile uyum icinde bicimlendirirken, öte yandan Varolusuna kendi özsel gercekliginin bicimini vermekte, onu kendi Özü ile uyum icinde belirlemekte oldugudur. Doga saltik olarak bilinebilirdir, ve Tin kendini özsel gizilligi ile uyum icinde eksiksiz olarak nes-nellestirebilir, gelistirebilir, eksiksizlestirebilir. O zaman Tarih bir olumsallik ve sans alani degil, ama özsel olarak belirli, gelisimsel, ereksel bir sürectir. Tarih tikel uluslari kültürel soniuiuklan, gerilikleri, ve degersizlikleri icinde kötü bir sonsuzluga mahkum eden sacma ve anlamsiz bir kavga alani degil, ama insani, Dünya-Tinini Bilgiye, Barisa, Güzellige yükselten büyüme sürecidir. Hegel icin Dünya Tarihi insanin Özgürlük bilincinde ilerleme sürecidir ve bu onun icin kisisel bir görüs degil, ama insan dogasinin mantiksal vargisi, insanin özsel olarak ussal özünün Eregidir. Hegel icin Özgürlük hic kuskusuz bireyin, bu tikel bireyin Özgürlügü herseydir. Bireyin bir birey olabilmesi, gercek kendisi olabilmesi, gelisimi, karakteri, güzelligi, varolusunun tüm anlam ve degeri özgür olmasina baglidir, cünkü insanin, Tinin özü Özgürlüktür, cünkü insan gelismek icin, kendini gerceklestirmek, gercek insan yapmak icin varolusa gelir. Bu hem Yurttas olarak bireyin hem de onun ussal Istenci olan Devletinin sorunudur. Tin Özgürlügü ancak onun Kavramini bildigi düzeye dek edimsellestirir insanin yönetiminin yerine Yasanin Yönetimini gecirir. Hegelin felsefesini diktatörlük özlemlerine temel yapmayi istemek, onun calismasini tarihsel materyalizm ve nazizm gibi kölelik ideolojilerinin bir bileseni olarak yorumlamak, bu düzeye dek, yalnizca bir yanilgi, bir yanlis anlama degildir ve Özgürlük Kavraminin kendisinin bilincsizligine baglidir. Despotizm insanligin oldugu gibi bireyin gelisiminde de yalnizca ilk evre, yalnizca dogal olanin henüz tinsel olana baskin oldugu barbarlik evresidir. Bu nedenledir ki tarihsel materyalizm ve nazizm gibi ideolojiler ancak henüz Özgürlük bilincini kavramamis bireylerde ve uluslarda aci, utandirici, korkutucu ve dolayisiyla gecici ve yitici bir varolus alani bulabilirler.